• BIST 9044.89
  • Altın 2884.746
  • Dolar 34.2259
  • Euro 37.5884
  • İçel 23 °C

Eğitim-İş Anamur Şubesi Başkanı Uğur İnan'dan basın açıklaması

Eğitim-İş Anamur Şubesi Başkanı Uğur İnan'dan basın açıklaması
Eğitim - İş Anamur Şube Başkanı Uğur İnan, yapılan özelleştirmelerle ilgi bir basın açıklaması yaparak hükümeti sert dille eleştirdi.

Haber Merkezi - Eğitim İş Anamur Şube Başkanı Uğur İnan, özelleştirme ve gericileştirme uygulamalarının eğitim sistemini çökerttiğini belirtti. 

Eğitim - İş Anamur Şube Başkanı Uğur İnan yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: “Eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için hiçbir bir adım atmayan siyasi iktidar, “dindar ve kindar nesil” yetiştirme hedefine uygun olarak ortaçağ eğitim anlayışını yaygınlaştırmaya hızla devam etmektedir.

AKP iktidarının 4+4+4 olarak adlandırılan ucube yasa ile öğrencileri cemaatlerin ve tarikatların kucağına iterek çağdaş, bilimsel, akılcı laik eğitim sistemini okullardan kapı dışı etmesi; her gün okullarımızda karşılaştığımız yeni bir gerici uygulamayla kendini göstermektedir. Son olarak Kayseri’deki Hacı Sami Boydak İlkokulu ve Ortaokulu’nda gerçekleştirilen nevruz etkinliklerinde, ilkokul çocuklarının ellerinde bıçakla kurban kesme oyunu oynaması eğitim sisteminin geldiği nokta açısından çarpıcı bir örnektir.
Öte yandan her okulda mescit açma zorunluluğunun getirilmesi, anaokulu dâhil ortaokullarda ve liselerde başörtüsünün serbest bırakılması, AİHM’nin zorunlu din dersleri ile ilgili kararına rağmen seçmeli din derslerinin ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflar ve anaokullarında dayatılması, okulların imam hatibe dönüştürülmesinden istenen sonuç alınamaması üzerine normal okullar içinde imam hatip şubelerinin açılması, anasınıfı öğrencilerinin cami gezilerine götürülmesi, öğrencileri imam hatiplere yönlendirme uygulamaları, belirli gün ve haftalara dini günlerin eklenmesi ve 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlar, bilimsel ve laik eğitime karşı olan cemaat ve tarikatların denetiminde olan sözde bazı hayır kurumlarının okullarda para toplayarak çocukları haraca bağlaması, eğitimin “tek din, tek mezhep” anlayışına göre nasıl biçimlendirildiğini ortaya koymuştur.

Cumhuriyetin hiç bir iktidarı döneminde eğitim sistemi bu kadar siyasileşmemiş ve böylesine bir kadrolaşmaya sahne olmamıştır. Eğitim sistemi aklın, bilimin ve sanatın ışığında değil, dogma, hurafe ve dayatmalar içinde yönetilmektedir. Siyasal iktidarın elinde bir oyuncak haline gelen eğitim sistemi, AKP'ye oy ve seçmen devşirilecek bir mekanizmaya dönüştürülmüştür.

Yükseköğretime geçiş sisteminin ilk basamağı olan YGS’nin sonuçları ise giderek dinselleştirilen eğitim sistemindeki çöküşün resmini ortaya koymuştur.

ÖSYM verilerine göre, sınava giren 1 milyon 987 bin öğrenciden 575 bini 180 barajını aşamadı. 2010 yılında 180 puan barajını aşanların oranı yüzde 82’den yüzde 64’e geriledi. Bütün derslerde son yılların en düşük net ortalaması gerçekleşti. 2010’da 11,4 olan temel matematik ortalaması bu yıl 5,2’ye, fen bilimleri 4,6’dan 3,9’a Türkçe 21,9’dan 15,8’e inerken, sosyal bilimler 10,7’de kaldı.

Bilimsel ve akılcı olmayan, sınava odaklı eğitim sistemi bir kez daha göstermiştir ki; eğitsel anlamda öğrencilerimizin kazanımları her geçen gün azalmakta, bu da öğrencilerin üniversiteye girişte başarısızlıklar yaşamalarına yol açmaktadır. Bu anlamda sınavlarda başarısız olan aslında öğrenciler değil, AKP iktidarı ile küme düşen eğitim sistemi ve bizzat Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Eğitim politikaları konusunda iktidarın ve eğitimden sorumlu kurumların, görevlerini yerine getiremedikleri ortadır. AKP iktidarı döneminde orta öğretim iflas etmiş, devlet liseleri sadece diploma alınan kurumlar haline getirilmiştir. Son on yılda beş Milli Eğitim Bakanı değişmiş, buna bağlı olarak da sınav sisteminde ve müfredatta yaz boz tahtası gibi yapılan değişiklikler öğrencileri olumsuz etkileyerek ortaöğretimdeki çöküşü hızlandırmıştır.

Eğitim sistemimizdeki bu çöküş, sadece ülkemizdeki sınavlarda değil PISA ve TIMSS gibi uluslararası sınavlarda da başarısız olmamıza, nal toplamamıza neden olmaktadır. PISA sonuçlarına göre sınava katılan 65 ülke arasından Türkiye matematik alanında 44, okuma becerisi alanında 41 ve fen alanında 43. sırada yer almaktadır.

Eğitimin gericileştirilmesi ve ticarileştirilmesi, eşitsizlikleri giderek daha da derinleştirmektedir. Bugün,  eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için sınava dayalı değil, bilimsel düşünmeye ve üretmeye dayalı bir eğitim sisteminin gerekliliği kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamusal, parasız, bilimsel ve laik eğitim hakkından tüm yurttaşlarımızın yararlanabilmesi mutlaka sağlanmalı, inanç alanı ile eğitim alanı birbirine karıştırılmamalıdır.”

Bu haber toplam 2042 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Anamurlunun Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0324 8164862