Obamızın aile tarihinin mirasının sevgi ve heyecanı ruhlarımızdaki isyanları yüreklerimizden havalanan güvercinler sıcaklığında ısıttı, öyle muhabbet ve özveri kolayca yaşanamaz tarif edilemez…
Eğer insan yaşamının ilk yıllarında durduğu subaşından uçan kınalı kekliklerce renklenmiş hüzünlü sevecen ve heyecanla yüklüyse… Kendiyle dertleşip kendince keyiflenmenin anını yakalamış gibi oluyor sanki…
Renklenme sıcak ilişkilerde sohbetinde herkes kendini ortak sevgi muhabbet ekseninde kaybetmişti. Herkes özveriliydi. Obanın tüm bireyleri son derece duyarlı tüm maharetlerini geceyi atiye unutulmazlaştırma özellikleriyle armağan etmenin uğraşı içindeydi.
Kapanış konuşmamda da ifade ettiğim gibi öyle içtenlikli bir Oba’mız var iyi ki var, iyi ki ilk gecemizde birlikte olduk. Nice yıllara nice gecelere doğru…
Oba’mızın büyüğü dedem Tahsildar Hüsnü Efendi’nin Kızıl Kilise Köyü’nün bir tepesindeki konağından bayır aşağı kızıl bir kilise harabesinin arasında bir kaynak su vardı.
1940 yılıydı, ben üç-dört yaşındaydım. Mor taşlar arasında küçük renkli çakıllar mozayıklardan doğadan kaynayıp köpüren su yakamoz yakamozdu. Gurubun rengi Yalçı Dağı’ndan ortalığı sarınca bu suya iner kefki’yle pınarın suyundan alır, Yalçı Dağı’na döner, suya döker, su damlalarının elvan çeşit renkleriyle oynar, çocuksu duygularla ne güzellikler hayal ederdik.
Su yerinden kaynarken de boncuk boncuktu, kullanırken de… Adının “Boncuklu Suyu” olarak anılmasının nedeni de budur…
Şu anda kalmamış yok edilmiş. Tarım işleriyle uğraşan yöre insanı o kaynağı koruyarak değil, yok ederek o suyu kullanmış. Büyük babam öldükten sonra büyük annem zamanında da kaynayan su özelliği bozulmadan korunuyordu. Onlar da terk edince zamanla yok olmuş…
Dedem Tahsildar Hüsnü Efendi kırmızı tenli olduğundan “Kızıl Hüsnü” namıyla anılırdı. Kırklı yıllarda birlikteydik. Birlikte fotoğrafımız da var. Obamız’ın adının “Kızıl Hüsnü Obası” olmasının nedeni büyük babamızın namıyla anılmasının onurunu taşıyor.
29 Kasım akşamı yemekli müzikli ilk toplantımız Obamız’ın hissiyatının derin duygularının inceliğindendi. Tümümüz emek verdik, gönül verdik, zaman verdik, beş yaşından seksen beşine kadar bütün canlar bir olduk.
Nihat ERKAN
GSM: 0(538) 329 01 93
